Önsöz

Geri dönüp bakma zamanı gelmiş.
Tozlu raflara ne çok düşünce kırıntısı yüklemişim. Silkeledim bir dosyayı, şöyle bir göz attım; güncelliğini yitirmiş olaylar... öyle olsalar da olaylar, sorunlar, sebepler, neticeler hep aynı.

İlk defa kamuya açık fikir beyan etmiyorum. Esin kaynağım genelde hep güncel sıkıntılar olmuş. Bakıyorum da, onların arka planında yatan doğal ve mutlak gerçekleri aramış, işleyişlerin sistematiğini sorgulamışım. Boşa doldurulmuş sayfalar... rüzgara bırakılmış namelere benziyor.

Bu sefer kalıcı olacaksa bir başlık bulmalıyım sanal köşeme diye düşünüyorum. Zor...

Yazıların çoğu politik, bir miktar da teknik, ama öykü de var, şiir bile yazmışım. Bir başlık altında sıkıştırmak ne mümkün. Şimdi bunları toparlamayı da beceremem ben; tanıyanlar bilirler, hatta “işleri yarım bırakan adam” olarak alay bile etmişlerdir benimle. Neyse madem bir başlangıç yapmaya karar verdik...
Hem zaten düşünmenin de, yazmanın da sonu getirilemez ki.

Başlık üzerinde çok düşündüm. Kendimi bildiğim bileli akıntının dışında durmayı yeğleyen biri olarak gözlemlediğimi fark ettim; genel başlığın böyle olması da bana oldukça uygun göründü.